Hastalar, son dönemde dişleri için daha yeni, daha estetik bir restorasyon talep ediyor. Bu talep seramik restorasyonların geliştirilmesine yol açtı. Günümüzde seramik üretimi genel olarak klasik sinterleme tekniği, basınçlı veya döküm tekniği kullanılarak ve yeni doğrudan freze makineleri yardımıyla üç şekilde gerçekleşir.
Seramikler iyi biyouyumluluk, daha güçlü bağlanma özellikleri gibi mükemmel fiziksel özelliklere sahip olsa da ana dezavantaj kırılgan doğasıdır. Bu dezavantajı elimine etmek için seramiğe bir metal astar eklenerek restorasyona güç sağlayan metal-seramik malzemeler geliştirildi. Ancak bu, metalin opaklığı nedeniyle seramiğin yarı saydamlığından ödün verildiği için estetik açıdan büyük bir dezavantaj oluşturdu. Daha sonra bunun üstesinden gelmek için çeşitli seramik malzemeler geliştirildi, ancak kırılma direncinde metal-seramik muadilleriyle yarışamadılar. Gelişen zamanla seramiklerin malzeme özellikleri ve üretiminde birçok yeni gelişme gerçekleşmiştir. Yüksek mukavemetli seramik çekirdekli malzemeler geliştirilmiştir. Seramik çekirdek, alüminyum trioksitten oluşan yoğun bir şekilde paketlenmiş ve daha sonra erimiş cam ile aşılanmış bir sıvı karışımın sinterlenmesiyle yapılan yüksek mukavemetli bir seramik malzemedir. IPS E-Max, Ivoclar Vivadent tarafından üretilen böyle bir geliştirmedir. CAD/CAM sisteminde kullanılabilen blok form, kayıp mum tekniğini kullanan ve preslenebilir formda sunulan ingot olmak üzere iki formda üretilmektedir. Tüm seramik malzeme, cam ve alümina partikülleri ortam içinde birbirine nüfuz ederek mevcut seramiğin dört katına kadar daha yüksek mukavemet sağlar. Bu makale, E-Max kronların mikro yapısı ve çeşitli mekanik ve optik özelliklerini açıklamaktadır.
E-max kronların tarihçesi
Tam seramik kuron, 1988 yılında ısıyla preslenmiş çekirdeğe sahip olan IPS-Empress 2 idi. Empress 2, yüksek oranda disilikat lityum dolgu maddeleri içeriyordu. Kullanılan döküm tekniği, genel kusurları azaltan ve kristalin tekdüze dağılımını sağlayan basınç kaynaklıydı.
IPS E-Max Press 2005 yılında disilikat lityum kristallerinin rafine edilmesiyle üretilmiştir. Malzemenin birincil bileşimi lityum metasilikattır ve mavi bir haldedir; bu malzeme frezeleme açısından daha basittir ve daha az frez aşınması rapor eder. Frezeleme (CAM) işlemi tamamlandıktan sonra, nihai lityum disilikat malzemeyi oluşturan ısıl işlem ve sırlama yapılır.
2006 yılına gelindiğinde, dijital diş hekimliğinde yaşanan gelişmeler sonucu CAD-CAM (Bilgisayar destekli tasarım ve frezeleme) ile ölçü alma alanında birçok ilerleme görüldü.
CAD-CAM E-Max kronları, geleneksel seramiklerle karşılaştırılabilir üstün estetik ve dayanıklılıkları nedeniyle günümüzde oldukça popüler hale gelmiştir.
E-max kuronların mikro yapısı
E-max kronların frezelenmesi nedeniyle, mikro yapı ve faz dönüşümü büyük önem taşır. Mikroyapı çalışmaları kısmen kristalize ve tamamen kristalize olan her iki malzeme formuna sahip olması yönünden önemlidir. Malzemenin optik ve mekanik özellikleri, malzemenin mikro yapısına bağlıdır ve bu nedenle yoğun bir öneme sahiptir. Faz dönüşüm süreci de çok önemlidir. Farklı formlardaki malzemeler basınç yöntemiyle birleştirilir. Kısmen kristalize camın ana bileşeni %40 lityum metasilikat malzemedir; bu bir cam fazda ayarlanır ve disilikat bir çekirdeğe sahiptir. Tamamen kristalize CAD, bir cam matris içinde dağılmış %70 lityum disilikattan oluşur ve cam, cam matrisi aşındırdıktan sonra çözünür ve lityum disilikat materyal açığa çıkar. Tamamen kristalleşmiş %70 lityum disilikat malzeme, cam matriste karıştırılarak elde edilir. Gözeneklilik, aynı görünümde olan pişirimden sonra da görülür.
Kısmen kristalize olan malzeme, frez kullanımından sonra kenar stabilitesi ve aşınma direnci açısından daha iyi mekanik özellikler vermiştir. İlk öğütme turundan sonra pişirme prosedürü tekrarlanır ve malzeme vakum altında 850 derecede temperlendikten sonra tamamen kristalleşmiş olarak kabul edilir.
Çekirdeklenme ve kristalleşme iki farklı seviyede meydana gelir ve faz dönüşümünün ana modu toplu kristalleşmedir. Tüm bu ısıl işlem ve faz işlemlerinden sonra dönüşüm işlemi yapılır.
Parçacık dağılımı, boyutu, ve hacim mekanik özelliklerde önemli bir rol oynar. E-Max kuronların malzeme karakteri E-max’ın kırılma direnci, kenar stabilitesi, optik özellikler vb. özelliklerini büyük ölçüde etkiler.
E-max kuronların mekanik özellikleri
E-Max kronlardaki ana gelişme, öncekilere kıyasla üstün mekanik özellikleriydi. Teslim edildiği malzemenin Mavi hali, başlangıç özellikleri hakkında bilgi veren seramiğin karakterizasyonunun yapıldığı ana dönüm noktasıdır. Temperleme yapıldıktan diğer seramik kronlara kıyasla çok daha iyi fiziksel özellik gösterirler. IPS E-Max kronların, CAD-CAM anatomik kontur zirkonya sistemine kıyasla marjinal boşluk oluşturmazlar. Birçok araştırmada mekanik özellikler ve dahili uyum açısından CAD-CAM blokları karşılaştırıldıklarında E-Max kronun diğer lösit takviyeli restorasyonlardan daha üstün olduğu sonucuna varılmıştır.
E-max kuronların optik özellikleri
Doğal diş yapısını taklit edebilmek için seramik malzemelerin optik özellikleri doğal diş yapısınınkilerle uyumlu olmalıdır. Mekanik özellikler bakımından metal-seramik restorasyonlar her zaman tam seramik restorasyonlardan daha üstüdür. Ancak metal astar restorasyonda opaklığa(doğal diş rengini yansıtmaz) neden olarak estetik ve doğal bir görünüm vermez. IPS E-Max kronların ana avantajı, içinde mevcut olan geniş renk yelpazesi ve çoklu radyolusensidir. Bir malzemenin yarı saydamlığı esas olarak bir malzemenin yansıtılmamış ve daha sonra bu ışığı saçan ışığı soğurma yeteneğine bağlıdır. E-Max kronları, temel olarak malzemenin farklı mikro yapısı sayesinde oluşturulan değişken şeffaflıklarda piyasada bulunmaktadırlar. Kristallerin miktarı tüm değişkenlerde aynıdır. Kristal çaplarındaki değişkenlik sayesinde parçacık boyutu bakımından farklılık gösterirler. E-Max kronların yarı saydamlığını artırmak için, seçilen malzemenin camsı faz ve lityum disilikat kristalleri ile benzer bir kırılma indeksine sahip olması gerekir. Camsı ve kristal fazların bu kombinasyonu, E-Max kronların ışık saçma özelliğini sağlar.
Son yıllarda E-Max kronlarda büyük bir hızla gelişmeler yaşanmış; süper saydam ve ultra saydam seramik olarak sınıflandırılan yeni malzemeler de geliştirilmiştir.
E-max x kronların klinik sunumu ve kullanım
2016 yılında E-Max kuron Üreticileri, E-Max kuron endikasyonlarının yeni bir listesini yayınladı. Liste; tek monolitik kuronlar, 3 üniteli Sabit bölümlü protezlerin sadece iskeletini (framework), inley restorasyonları, onley restorasyonları ve ön dişlerin kronlanmasını içeriyordu. 2018 yılında yayınlanan bir vaka raporunda, eski metal-seramik restorasyon nedeniyle başlangıçta estetiği tehlikeye atan kesici dişler, köpek dişleri ve küçük azı dişlerinden oluşan ön estetik bölge, E-Max kronlar kullanılarak restore edildi. Metal-seramik restorasyon opaktı ve bu nedenle bir dişin doğal görünümünü taklit etmiyordu, E-Max kronları daha doğal diş benzeri bir görünümle daha iyi estetik sağladı (Şekil 1).
SONUÇ
E-Max kronlar, tam seramik ve metal seramik restorasyonların mükemmel estetiğini ve üstün mekanik özelliklerini bir araya getirdikleri için son zamanlarda büyük bir popülerlik kazanmıştır. E-Max kronların mekanik ve optik özellikleri, malzemenin mikro yapısından büyük ölçüde etkilenir ve bu nedenle, malzemenin mikro yapısı ve faz dönüşümünün ayrıntılı bir şekilde incelenmesi gerekir.
E-max kronlarda meydana gelen son gelişmeler ve malzemenin yakın zamanda ortaya çıkması nedeniyle gelişmeye açıktır. Özellikle son yıllarda artarak devam eden teknolojik gelişmeler sonucu dijital diş hekimliğinde ve E-max kronlarda yeni gelişmeler olacaktır.
KAYNAKLAR
- Ashtiani AH., et al. “Comparison the degree of enamel wear behavior opposed to Polymer-infiltrated ceramic and feldspathic porcelain”. Dental Research Journal 16.2 (2019): 71-75.
- Porter R, Poyser N, Briggs P. A life threatening event from poorly managed dental pain–a case report. Br Dent J 2007;202:203-6.
- Conrad HJ., et al. “Current ceramic materials and systems with clinical recommendations: a systematic review”. The Journal of Prosthetic Dentistry 98.5 (2007): 389-404.
- Helvey Gregg. “Monolithic Versus Bilayered Restorations: A Closer Look. Chairside Magazine”. Chairside Magazine (2011): 16-23.
- Özarslan MM., et al. “Effects of different surface finishing procedures on the change in surface roughness and color of a polymer infiltrated ceramic network material”. The Journal of Advanced Prosthodontics 8.1 (2016): 16-20.
- Alhenaki Aasem Mutlaq. “Comparison of mechanical and optical properties between three different CAD/CAM materials”. Nova Southeastern University, Florida (2015).
- Stenhagen I and Mulic A. “Hardness testing of dental materials and tooth substance”. Nordic Institute for Dental Materials (2017).
- Pestana Passos S., et al. “Enamel wear opposing different surface conditions of different CAD/CAM ceramics”. Quintessence International 44.10 (2013): 743-751.
- Miyazaki T., et al. “Current status of zirconia restoration”. Journal of Prosthodontic Research 57.4 (2013): 236-261.
- Kang SH., et al. “Physical/mechanical properties and microstructure of dental lithium disilicate ceramics for chairside CAD/CAM restoration”. Korean Journal of Dental Materials 41.1 (2014): 19-28.
- Jung Yu-Seok., et al. “A study on the in-vitro wear of the natural tooth structure by opposing zirconia or dental porcelain”. The Journal of Advanced Prosthodontics 2.3 (2010): 111-115.
- Anusavice Kenneth J., et al. “Phillips’ science of dental materials”. Elsevier Health Sciences (2012).
- Xu Zhou., et al. “A comparative study on the wear behavior of a polymer infiltrated ceramic network (PICN) material and tooth enamel”. Dental Materials 33.12 (2017): 1351-1361.
- Mörmann Werner H., et al. “Wear characteristics of current aesthetic dental restorative CAD/CAM materials: two-body wear, gloss retention, roughness and Martens hardness”. Journal of the Mechanical Behavior of Biomedical Materials 20 (2013): 113-125.